Beslenme değişikliği, maya hücrelerinin yaşlanmasını önlüyor
Yaşlanma, hücrelerin zamanla işlevlerini kaybetmesi ve sonunda ölmesi sürecidir. Yaşlanma, birçok hastalığa ve sağlık sorununa neden olur ve insanların yaşam kalitesini düşürür. Yaşlanmayı geciktirmenin veya önlemenin yollarını bulmak, bilim insanlarının uzun zamandır ilgi duyduğu bir konudur.
Yaşlanmayı etkileyen birçok faktör vardır, ancak bunlardan biri de beslenmedir. Beslenme, hücrelerin enerji üretmesine, büyümesine ve onarılmasına yardımcı olan gıdalardır. Beslenme, hücrelerin yaşlanmasını hem olumlu hem de olumsuz yönde etkileyebilir.
Babraham Enstitüsü’nde yapılan yeni bir araştırma, mayalarda beslenmenin yaşlanma sürecini nasıl etkilediğini ortaya koyuyor. Araştırmacılar, mayalara normalde verdikleri glikoz yerine galaktoz vererek, yaşlanmanın belirtilerini önemli ölçüde azalttıklarını gösterdiler. Bu, kalori kısıtlamasının aksine, yaşamın son dönemlerinde sağlığı iyileştirmenin ve hastalık süresini kısaltmanın bir yolu olabilir.
Kalori kısıtlaması, yani normalden çok daha az kalori almak, hayvanlarda ve insanlarda sağlığı ve ömrü artırmanın bilinen bir yoludur. Kalori kısıtlaması, hücrelerin enerji harcamasını azaltarak ve stresle başa çıkmasına yardımcı olarak yaşlanmayı yavaşlatır. Ancak bu yöntem çok zorlayıcıdır ve normal bir diyete dönüldüğünde sağlık yararları kaybolur. Ayrıca, kalori kısıtlamasının insanlarda ne kadar etkili olduğu henüz kesin olarak bilinmemektedir.
Bu nedenle, araştırmacılar, kalori kısıtlamasına alternatif olarak diyetin bileşimini değiştirmenin yaşlanmayı nasıl etkilediğini araştırdılar. Diyetin bileşimi, hücrelerin enerji kaynağı olarak kullandığı gıdaların türünü ifade eder. Örneğin, glikoz ve galaktoz şeker türleridir ve hücreler bunları farklı şekillerde metabolize eder.
Mayalar, hücrelerin yaşlanmasını incelemek için kullanılan basit bir model organizmadır. Mayalar tek hücreli mantarlardır ve normalde glikoz içeren ortamlarda büyürler. Araştırmacılar, mayalara glikoz yerine galaktoz vererek, hücrelerin yaşam döngüsünün sonunda bile genç kalmalarını sağladılar. Bu hücreler, artık bölünmedikleri halde form kaybetmediler ve yaşlanmaya bağlı moleküler değişiklikler göstermediler.
Araştırmanın baş araştırmacısı Dr. Dorottya Horkai şöyle diyor: “Hayatın erken dönemlerinde beslenmenin mayayı daha sağlıklı bir yola çevirebileceğini gösteriyoruz. Mayaya kalorileri kısıtlamadan farklı bir diyet vererek, yaşlanmayı ve yaşlı hücrelerde form kaybının önüne geçmeyi başardık.”
Peki bu araştırma yolu, insanlarda da geçerli olabilir mi? Araştırmacılar bunu henüz bilmiyorlar, ancak bu olasılığı araştırmak için daha fazla çalışma yapmayı planlıyorlar. Dr. Jon Houseley şöyle diyor: “Daha da önemlisi, beslenme değişikliği yalnızca hücreler gençken işe yarar ve aslında beslenme eski mayalarda çok az fark yaratır. Gençliğin maya ve insanlar arasında ne anlama geldiğini tercüme etmek zor, ancak tüm bu çalışmalar aynı eğilime işaret ediyor; uzun ve sağlıklı bir yaşam sürmek, erken yaşlardan itibaren sağlıklı beslenmek fark yaratıyor.”