Çölyak hastalığı ve tanı yöntemleri
İshal ve emilim bozukluğu, çölyak hastalığının klasik belirtileridir. Genel nüfus için çölyak hastalığı taraması önerilmemekte, ancak yüksek riskli gruplara odaklanılması gerekmektedir. Tanı süreci zorlu olup, serolojik testlere, duodenal histolojiye ve genetik testlere dayanmaktadır. Çocuklarda çölyak tanısı koymak daha kolaydır, ancak erişkinlerde belirtiler daha çeşitli olabilir. Tanıda serolojik testler, ince bağırsak biyopsisi ve genetik testler kullanılmaktadır. Çölyak hastalığının sıklığı, tanı ve testlerin gelişmesiyle birlikte artmaktadır.
Çocuklarda çölyak tanısı
Çocuklarda çölyak tanısı, karın ağrısı, alerji, kusma, deri döküntüsü, ishal, kabızlık, yorgunluk gibi belirtilerle konulabilir. Erişkinlerde ise belirtiler daha az belirgin olabilir. Serolojik testler ve ince bağırsak biyopsisi tanıda kullanılır. Avrupa Pediatrik Gastroenteroloji, Hepatoloji ve Beslenme Derneği'nin kılavuzları, çocuklarda endoskopik biyopsileri atlayarak serolojiye dayalı çölyak tanısına olanak tanımaktadır.
Çölyak testi ve glüten hassasiyeti
Çölyak testi, çölyak hastalığına özgü antikorları tespit eder. Non-çölyak, glüten hassasiyeti olarak adlandırılan bir durumda, glüten tolere edilemez ancak özgü antikorlar bulunmaz. Çölyak hastalığında olduğu gibi tamamen glütensiz diyet uygulanmalıdır. Dışkıda glüten immünojenik peptitlerin ölçülmesi, çölyak hastalarının diyet uyumunu izlemede yardımcı olabilir.
Ömür boyu glütensiz diyet gerekli
Çölyak hastalarının yaşam boyu glütensiz diyet uygulaması gerekmektedir, çünkü bu hastalığın tek tedavisi budur. Beslenme tedavisi için diyetisyen desteği önemlidir. Glütensiz diyette buğday, arpa, çavdar tüketilmemeli; alternatif olarak pirinç, patates, patates unu, karabuğday, mısır, mısır unu gibi besinlere yönelinmelidir.
Gelecekteki gelişmeler ve tedavi yöntemleri
Çölyak hastalığının nedenleri ve patogenezine ilişkin çalışmalar devam etmekte ve yeni tanı belirteçleri geliştirilmektedir. Bu gelişmeler, hastalığın erken teşhisi için etkili tarama yöntemlerinin ve yaşam kalitesinin iyileştirilmesinin yanı sıra uzun vadeli komplikasyonların önlenmesine katkıda bulunacaktır. Tedavi ömür boyu süren glütensiz diyeti içermektedir ve yeni belirteçlerle hastalığın yönetimi ve tedavisi gelecekteki çalışmalarda daha iyi anlaşılacaktır.