Obezite ve insülin direncini yenmek için yeni bir yaklaşım
Cleveland Clinic'te yapılan son araştırmalar, bağırsak mikrobiyomunu manipüle ederek obezite ve insülin direnci ile mücadele etmenin mümkün olabileceğini ortaya koymuştur. Cleveland Clinic Lerner Araştırma Enstitüsü'nden J. Mark Brown Ph.D liderliğindeki araştırma ekibi, bağırsak bakterileri metabolizması ile obezite arasında biyolojik bir bağlantı keşfetmiştir. Bu önemli bulgu, obeziteye ve insülin direncine karşı potansiyel bir önleyici yaklaşım sunabilir.
Araştırma ekibi, bağırsak mikrobiyal yolağının bloke edilmesinin, obezitenin yanı sıra insülin direncini önleme potansiyeline sahip olduğunu belirlemiştir. Bu blokajın ayrıca yağ dokusunun metabolik olarak daha aktif olmasına yol açabileceği de gözlemlenmiştir. Çalışmanın detayları, "Cell Reports" dergisinde Dr. Rebecca Schugar tarafından yayımlanmıştır.
Araştırma, "TMAO" olarak adlandırılan trimetilamin oksit üreten metabolik yolağı inceleyerek gerçekleştirilmiştir. Bu kimyasal, vücudun karnitin, lesitin ve kolin gibi önemli besinleri sindirdiğinde bağırsak bakterileri tarafından üretilir. Bu besinler genellikle işlenmiş et, kırmızı et, karaciğer ve yumurta gibi hayvan ürünlerinde bulunur. Dr. Brown ve ekibi, özellikle yüksek TMAO düzeylerinin kardiyovasküler olaylarla ilişkili olduğunu keşfetmiştir.
Araştırma, TMAO'nun obeziteyi tetikleyen metabolik yollar üzerinde rol oynayabileceği hipotezini kurarak, obezitenin kardiyovasküler hastalıkla ilişkilendirilen bir durum olduğunu göz önünde bulundurmuştur. Araştırmacılar, flavin içeren monooksigenaz 3 (FMO3) adlı bir enzime odaklanarak bu mekanizmayı detaylı bir şekilde incelemişlerdir. Eksik veya devre dışı bırakılmış bir FMO3 genine sahip farelerin, yüksek kalorili bir diyetle beslendiklerinde bile obeziteye karşı koruma sağladıkları tespit edilmiştir. Ayrıca, FMO3 eksikliği olan farelerin, beyaz yağ hücrelerine kıyasla metabolik olarak daha aktif olan kahverengi veya bej yağ hücrelerine bağlı olarak artan bir gen ifadesi sergiledikleri gözlemlenmiştir.
Çalışma, yüksek TMAO düzeylerinin Tip 2 diyabet riskini artırdığını ortaya koymaktadır. Bu bulgular, obezite ve diyabetle mücadelede mikrobiyomu değiştirmenin yeni bir terapötik yöntem olabileceğini göstermektedir. Bu çalışma, bağırsak bakterilerinin obezite üzerindeki etkilerine dair anlamlı bir kanıt sunarak, bağırsak mikroplarını hedef alan ilaçların keşfi açısından önemli bir adım olabilir. Ancak, TMAO yolağı ve sağlık arasındaki bağlantıların tam olarak anlaşılabilmesi için ek çalışmaların yapılması gerekecektir.