Şekerli içeceklere hayır, arada şekerli ikramlara evet
İsveç’te yapılan büyük ölçekli bir araştırma, şekerli içeceklerin ciddi kardiyovasküler hastalık riskini önemli ölçüde artırdığını, ancak ara sıra tüketilen tatlı ikramların bu riskle bağlantılı olmadığını ortaya koydu. Araştırmaya göre, ilave şeker tüketimi kaynaklarının kalp sağlığı üzerindeki etkileri farklılık gösteriyor. Özellikle gazlı içecek gibi şekerli içeceklerin düzenli tüketimi, inme, kalp yetmezliği ve atriyal fibrilasyon riskini kayda değer ölçüde artırıyor.
Tatlı ikramlar daha az riskli
Araştırma, şekerli içeceklerin aksine, sınırlı miktarda tatlı ikram tüketiminin daha düşük kardiyovasküler hastalık riski ile ilişkili olduğunu gösterdi. Lund Üniversitesi’nde doktora adayı olan ve çalışmanın yazarı Suzanne Janzi, “Araştırmamız, ilave şekerin kaynağı ve bağlamının kardiyovasküler hastalık riski üzerindeki etkisinin önemini ortaya koyuyor,” dedi.
Şeker ile kalp sağlığı ilişkisi
Çalışmada, şekerin farklı kaynaklardan alınmasının kalp sağlığı üzerindeki etkilerini anlamak için 69.705 katılımcının diyet alışkanlıkları analiz edildi. Katılımcılar, soslar ve bal gibi şekerli katkılar, hamur işi gibi tatlı ikramlar ve gazlı içecekler olmak üzere üç farklı ilave şeker kaynağı açısından değerlendirildi. Ayrıca, inme, kalp krizi, kalp yetmezliği ve aort anevrizması gibi yedi kardiyovasküler hastalık türü üzerinde bu kaynakların etkisi incelendi.
Şekerli içeceklerin, diğer şeker kaynaklarına kıyasla daha yüksek risk taşıdığı belirlendi. Özellikle iskemik inme, kalp yetmezliği, atriyal fibrilasyon ve abdominal aort anevrizması gibi ciddi hastalıklarla ilişkisi olduğu görüldü.
Tatlı ve şekerli içeceklerin etki farkı
Janzi, “Şekerli içeceklerdeki sıvı şeker, genellikle katı şeker kaynaklarına kıyasla daha az doyurucudur, bu da aşırı tüketim riskini artırabilir,” diyerek bu içeceklerin düzenli tüketiminin daha büyük bir tehdit oluşturduğunu vurguladı. Ara sıra tüketilen tatlı ikramların ise sosyal bağlamda sınırlı ve özel günlerle sınırlı kalmasının, bu riskleri azaltabileceğini belirtti.
Demografik farklılıklar
Araştırmacılar, çalışmanın İsveç toplumunun özgün diyet alışkanlıklarına dayandığını ve bu bulguların diğer kültürel diyetlere doğrudan uygulanamayabileceğini ifade etti. İsveç’te yaygın olan “fika” geleneği - düzenli kahve ve tatlı molaları - bu sonuçlarda etkili olmuş olabilir. Janzi, “Bu bulgular, özellikle farklı diyet alışkanlıklarına sahip toplumlarda daha fazla araştırma yapılması gerektiğini gösteriyor,” dedi.
Öneriler
Bilim insanları, bu bulguların kardiyovasküler sağlık açısından şeker tüketiminin sadece miktarını değil, aynı zamanda kaynağını ve tüketim bağlamını da dikkate almanın önemini gösterdiğini belirtti. Ara sıra tatlı ikramların tüketimi kontrollü olduğunda daha az risk taşırken, düzenli şekerli içecek tüketiminden kaçınılması öneriliyor.
Kaynak: Frontiers in Public Health