Yo-Yo diyetinin insan sağlığına ve zihnine etkileri
Yeni bir niteliksel çalışma, "yo-yo diyeti" olarak da bilinen kilo döngüsü ile ilişkili olumsuz kişilerarası ve psikolojik sonuçları detaylı bir şekilde ele alıyor. Amerikan kültürünün yaygın bir parçası haline gelen bu döngü, moda diyetleri ve hızlı kilo verme planları gibi faktörlerle birlikte, insanların güzellik ideallerini takip etmelerini teşvik ediyor.
North Carolina Eyalet Üniversitesi'nde iletişim alanında doçent olan ve makalenin baş yazarı Lynsey Romo, "Bu çalışma, yo-yo diyetinin ne kadar toksik olabileceğini vurguluyor ve bu döngüden çıkmak için insanlar için ne kadar zorlayıcı olabileceğini ortaya koyuyor" diyor.
Romo, "Çalışmamız, tıbbi bir gereklilik olmadıkça diyet yapmaktan kaçınmayı öneriyor ve insanlara kilo döngüsünün sinsi yönleriyle nasıl başa çıkabilecekleri konusunda fikir veriyor" diye ekliyor.
Araştırmacılar, 36 yetişkinle derinlemesine görüşmeler yaparak, yo-yo diyet döngüsüne giren ve bu döngüden çıkmaya çalışan kişilerin deneyimlerini anlamayı amaçladılar. Katılımcılar, kilo kaybına ve geri alımına dair motivasyonlarını, bu döngüye nasıl girdiklerini ve bu döngüden nasıl çıkmaya çalıştıklarını paylaştılar.
Çalışmanın ilginç bulgularından biri, katılımcıların çoğunun kilo verme motivasyonlarını genellikle sosyal baskıdan kaynaklandığını belirtmesiydi. Romo, "Sağlık nedenleriyle değil, kilo verme yönündeki sosyal baskı nedeniyle diyet yapmaya başlayan katılımcıların büyük çoğunluğu" diyor.
Araştırmacılar, katılımcıların çeşitli kilo verme stratejilerini denediklerini ve bu stratejilerin başlangıçta kilo kaybına neden olduğunu, ancak sonunda kilo alımına yol açtığını buldular. Bu durum, katılımcıların utanç duymasına ve kilo ile ilgili damgalanmayı daha da içselleştirmesine neden oldu.
Katılımcılar, kilo döngüsünden çıkabilmek için çeşitli stratejilere başvurduklarını da paylaştılar. Sağlıklarına odaklanmak, egzersizi eğlence için yapmak ve toplumsal beklentilere karşı koymak gibi stratejiler, kilo döngüsünü kırmada daha başarılı olduklarını belirten katılımcılar arasında öne çıkan yaklaşımlardı.
Ancak Romo, "Yerleşmiş düşünce kalıpları, toplumsal beklentiler, toksik beslenme kültürü ve kilo damgasının birleşimi, bu döngüden tamamen çıkmayı zorlaştırıyor" uyarısında bulunuyor.
Sonuç olarak, bu çalışma, yo-yo diyetinin insanlara zarar verebilecek olumsuz bir uygulama olduğunu vurguluyor. Romo, "Algılanan bazı toplumsal standartları karşılamak için diyet yapmak, insanları yıllarca utanç, vücut memnuniyetsizliği, mutsuzluk ve stresle karşı karşıya bırakabilir" diyor ve ekliyor: "Diyete başlamak, birçok insanın ömür boyu kilo mücadelesine girmesine neden olabilir, bu nedenle tıbbi bir gereklilik olmadıkça diyetten kaçınmak önemlidir."