Türkiye’de her üç ölümden biri kalp hastalığı
Türk Kalp ve Damar Cerrahisi Derneği (TKDCD), "Sağlıkta Ortak Akıl" Çalıştayı'nda Türkiye'nin çarpıcı kalp sağlığı karnesini açıkladı. Medyada artan bilgi kirliliğine karşı "ortak akıl" çağrısı yapan uzmanlar, Covid aşılarından kolesterol ilaçlarına kadar pek çok konudaki doğru bilgileri paylaştı.
İstanbul – Türk Kalp ve Damar Cerrahisi Derneği (TKDCD), hekimler ve medya temsilcilerini buluşturan “Sağlıkta Ortak Akıl – Kalp ve Damar Hastalıkları Medya Çalıştayı”nda Türkiye'nin kalp sağlığıyla ilgili endişe verici verileri kamuoyuyla paylaştı. Toplantıda, Türkiye'de 2024 yılında her üç ölümden birinin (%36) kalp ve damar hastalıklarından kaynaklandığı ve bu oranın son beş yıldır değişmediği vurgulandı.
Çalıştayda sunulan verilere göre, Türkiye'deki en büyük tehlikelerden biri de kalp krizi yaşının giderek düşmesi. Avrupa'da ortalama kalp krizi yaşı 67-68 iken, Türkiye'de bu ortalamanın 60-65 yaş aralığında olduğu belirtildi.
Neden Daha Erken Kalp Krizi Geçiriyoruz?
Uzmanlar, kalp krizinin Türk toplumunda daha erken görülmesinin nedenlerini dört ana başlıkta topladı:
1. Sigara: Özellikle genç erkek hastalarda sigara kullanımı çok yüksek; neredeyse her iki hastadan biri aktif içici.
2. Risk Üçgeni: Kolesterol yüksekliği, yüksek tansiyon ve diyabet sıklıkla bir arada görülüyor.
3. Yaşam Tarzı: Obezite ve hareketsizlik giderek artıyor.
4. Tedavi Uyumsuzluğu: Hastalar "kötü kolesterol" (LDL) değerlerini düşürmeyi yeterince önemsemiyor, düzenli kontrol ve ilaç uyumu düşük kalıyor.
Diyabet Patlaması, Kolesterol Hedefleri Tutturmuyor
Risk faktörlerindeki artış da tabloyu ağırlaştırıyor. Son 10 yılda diyabetli sayısı 3,5 milyondan 9,6 milyona fırlamış durumda. Her 3 yetişkinden 1'i hipertansiyon hastası ve toplumun beşte birinden fazlası obez.
Kolesterol konusunda ise tam bir "farkındalık" sorunu yaşanıyor. Yüksek riskli (kalp hastalığı geçirmiş veya diyabeti olan) hastalarda hedeflenen LDL (kötü kolesterol) değeri 70 mg/dL iken, bu hedefe ulaşabilenlerin oranı sadece %18.
Bilgi Kirliliğine Karşı Bilimsel Yanıtlar
TKDCD'nin "Ortak Akıl" çağrısının temelinde, son dönemde artan ve sağlık haberciliğini de zorlayan bilgi kirliliği yatıyor. Hekimler ve gazetecilerin bir araya geldiği çalıştayda, özellikle sosyal medyada yayılan yanlış bilgilere karşı bilimsel verilerle yanıt verildi:
• "Covid Aşıları Kalp Krizini Artırıyor mu?"
Derneğin bu soruya yanıtı net oldu: "Hayır, böyle bir artış saptanmamıştır." Nadiren görülen kalp kası iltihabı (miyokardit) vakalarının hafif seyrettiği, buna karşın Covid enfeksiyonu geçirmenin kalp krizi riskini aşıya kıyasla "kat kat" artırdığı vurgulandı.
• "Mucize Takviyeler Kalbi Korur mu?"
Balık yağı, multivitaminler, koenzim Q10 gibi takviyelerin kalp krizini önlemede bilimsel olarak kanıtlanmış bir etkisinin olmadığı belirtildi. Uzmanlar, "mucize takviye" arayışı yerine, kanıtlanmış yöntemlere odaklanılması gerektiğini vurguladı.
Çözüm: "Mucize Takviye" Değil, Akdeniz Tipi Beslenme
Uzmanlar, kalp sağlığında korunmanın temelinin yaşam tarzı değişikliği olduğunu belirtti. Çözüm olarak "Akdeniz Tipi Beslenme" modelini işaret eden hekimler; zeytinyağı, sebze, meyve, tam tahıl ve baklagil tüketiminin artırılmasını, kırmızı etin sınırlandırılmasını ve düzenli fiziksel aktivite (tempolu yürüyüş) yapılmasını önerdi.
Türkiye Tedavide Başarılı
Çalıştayda, Türkiye'nin kalp krizi tedavisinde Avrupa standartlarının üzerinde olduğu da açıklandı. Kalp krizinde "kapıdan-balona" (hastanın hastaneye girişinden tıkalı damarın açılmasına kadar geçen süre) hedefinin 90 dakika olmasına rağmen, büyük merkezlerde bu sürenin 60-80 dakikaya indiği belirtildi. Türkiye'nin nüfusa oranla koroner girişimlerde Avrupa ortalamasının %60, baypasta ise %120 üzerinde işlem hacmine sahip olduğu, bunun da tedaviye erişimin yüksek olduğunu gösterdiği ifade edildi.
Toplantı, toplum sağlığını tehdit eden kalp hastalıkları ve bu konudaki bilgi kirliliğiyle mücadelede hekimler ile medyanın daha sıkı iş birliği yapması gerektiği mesajıyla sona erdi.










